Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Müslüm Anısı: Yağmurdaki gözyaşları gibi

1994-95 gibi bir tarih olmalı. 6-7 yaşındayım. Akşam ezanı okunmuş. Evde olmam lazım ama Mikâil abiyle cami bahçesinde, şadırvanın çatısı altında oturuyoruz.  Abi eve gitmem lazım, ananem çok kızacak  diyorsam da nafile, ne zaman sıvışmaya yeltensem ses etmeden kolumdan sıkıca tutuyor… Mikail o zaman en az 16-17 yaşında olmalı. (Yıllar sonra, isminin batıdaki karşılığının “Michael” olduğunu öğreniyor ve zihnimdeki güzel imgesini “Maykıl” olarak kodluyorum, nedense.) Bizim evin 3-4 koyununu, otarıp sahiplenecek kimse olmadığından Mikâil abilerin kalabalık sürüsüne katardı ananem, çocukluğumun güzel yazlarında her gün beraber çıkardık çobanlığa. Mikâil, varlığımdan memnundu. Çünkü saçlarındaki beyazları çektiriyordu bana! Onlarcasını çekerdim ama birkaç güne yine beyazlar görünmeye başlardı. Uygun bir taş bulur, kıçını toprağa sırtını taşa verir, beni de yüksekçe bir yere oturtup  beyaz avına  zorlardı. Bazen canı acısın da beni rahat bıraksın diye içine siyahları da katar üçer-b