“Meselemiz kadına sırf kadın olduğu için oy vermek değildir.
Meselemiz, kadına kadın olduğu için oy vermemek huyumuzdan vazgeçmektir.”
Fidel Castro
Küba'da hiçbir zaman 'kadın
kotası'na gerek duyulmadı. Kadınlar hiçkimsenin 'torpil'ine gereksinim duymadan
bugünkü konumlarını elde ettiler; eğitim, bilgi birikimi, bilinç olgunlaşması
ve cesaretle... 2012 yılı verilerine göre Kübalı kadınların idari ve teknik
işgücü içerisindeki ağırlığı %65,7. Sağlık sektöründeki doktorların %51'i kadın
ve bu oran tüm sağlık sektörü çalışanları gözönüne alındığında oran %70'e
çıkıyor. Eğitim sektöründe ise daha da yukarılardalar, %72.

Bilimsel araştırmalarda kadın
varlığı oranı %51,6 iken hukukta tavan yapmış durumdalar: ülkedeki savcıların
%74'ü, tüm mahkeme hâkimlerinin ise %72,6'sı kadın. Ayrıca eyalet mahkemesi
başkanlarının da %71,4'ü kadınlardan teşekkül etmiş durumda. Sendikal
örgütlenmelerde ise biraz geriye düşmüş gibiler, oran %50! Görünen o ki ileriki
yıllarda bu oran da aşılacaktır...
Üniversiteye de bakalım: Tüm
üniversite öğretim üyeleri içerisindeki kadın oranı %53,4. Geçen yılki
eğitim dönemi sonu itibariyle üniversite öğrencilerinin %63'ünü kadınlar oluşturuyor.

Küba Cumhuriyeti federatif bir yönetim yapısına
sahip. 15 eyalet ve 169 belediyeden oluşuyor. Meclis üyeleri "her 500
kişiye 1 delege" prensibine göre oluşturuluyor. Seçimler 2,5 yılda bir
yenileniyor. Biz "18 olsun mu, olmasın mı?" diye tartışaduralım, Küba'da
seçme-seçilme yaşı 16.
Geçtiğimiz Şubat ayında (2013)
yapılan seçimlerde 612 milletvekilliği seçildi. Küba Ulusal Meclisi'indeki
kadın milletvekili oranı %50,5! Altı kişilik devlet başkanı ve başbakan
yardımcılığı koltuklarından ikisi kadınlarda. Seçimler sonunda oluşturulan yeni
bakanlar kurulunda 10 kadın bakan var. Bu bakanlıklar ise şunlar: Adalet, Eğitim, Su Kaynakları,
İletişim ve Haberleşme, İç
Ticaret, Bilim
Teknoloji ve Çevre, Finans ve Fiyatlandırma, Gıda Sanayii, Hafif Sanayi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik.
Seçimlerde, 15 eyalet meclisinin
10'unda meclis başkanlığı, 7'sinde ise başkan yardımcılıklarını kadınlar kazandı. "Kadınların sosyal alanların
yanı sıra politikadaki yükselişi öylesine hızlı, öylesine keskin ki, biz
erkeklerin artık haklarımızı korumak için örgütlenmeyi ciddi ciddi ele
almamızın zamanı geldi!" Bu
cümle -Celil Denktaş'ın
şahitliğinde- Küba Cumhuriyeti Eğitim Bakanlığı Dış İlişkiler şube başkanına ait.
Tüm feministlerin Küba Kadınlar Fedarasyonu'ndan (Federacion de Mujeres
Cubanas) öğreneceği çok şey var. –Bunu biraz açalım!..
Kübalı kadınların bugün kazanmış
oldukları toplumsal rol ve erkeklerle eşit konumda olmaları asla Batı'da, kapitalist toplumlardaki kadın
örgütlenmelerinin algıladığı ve yazdığı gibi, 'erkeğe karşı bir rol'
edinmek ya da feminist hareketlerin çoğunun uyguladığı, erkeği dışlamak, küçümsemeye çalışmak şeklinde olmamış. Bu hayatî bir nüans
diye düşünüyorum! FMC'nin kurucu başkanı Vilma Espin demeçlerinde "kadının toplumsal rolünün kadıncı
(feminist) değil, kadınca olması" gerektiğini söylüyor.
Hatırlayanlar olacaktır muhakkak;
bir dönem, vicdani retçi Yavuz
Atan ve bir
avuç insanın öncülüğünde kurulmuş olan ''Biz Erkek Değiliz
Platformu'' adlı bir oluşum vardı. Pippa Bacca'nın öldürülüşüne
tepki olarak doğmuş bir platformdu bu. Konudan haberdar olan her haysiyet
sahibi her erkek gibi ben de bu oluşum içerisinde yer almıştım. Yukarıdaki
paragrafın son cümlesinde geçen eleştirim bâki kalsın ama asıl sorunun ve sorumluluğun kimlerde
olduğu biliyorum.
Evet, durum bu. Küba'da
kadınların kazandıkları konumun nasıl da muazzam olduğu ortada. Peki, soru şu: Sosyalizmin
kadınların bu konuma gelmelerinde ne gibi bir rolü oldu; olumlu ya da olumsuz,
tüm veçheleriyle?

[
İşbu yazıyı hazırlarken araştırmacı-yazar
sayın Celil Denktaş'ın Yaba Edebiyat Dergisi'ndeki (sayı 82-83) ''Küba'da
Seçim ve Kadınlar'' başlıklı yazısından ve sonrasında edinip inceleme
fırsatı bulduğum ''Üç Açıdan Küba'' (Nota
Bene Yayınları, 2012) isimli kitabından ziyadesiyle istifade ettiğimi
belirtmek isterim. Ve evet, zikrettiğim yazı ve kitabı okumanızı selimileri ay
pardon, salık veririm. Ben genel bir çerçeve çizip durumu olabildiğince
özetlemeye çalıştım. Umarım faideli (?!)
olmuştur.
]
hâmiş:
Yazıda kullandığım bütün
fotoğraflar işlerini pek beğendiğim Özcan
Ağaoğlu'na aittir (http://ozcanagaoglu.com/cuba-sound-of-streets). Devamını şuradan
'izleyebilirsiniz', birazcık sabır ve 8 dakikalık vakit gerekiyor yalnızca:
***
Bu yazıyı -ben fakirin boş
lütfuna ihtiyaç duymayacak asaletteki-
KADIN VİCDANî RETÇİLERE
ithaf ediyorum.
Benim kahramanım onlar!
Yorumlar
Yorum Gönder