Şimdi hangi yıldı, nerede okudum anımsayamıyorum ama yıllar önce Turgut Çeviker hakkında ilk ağızdan ‘yaşanmış’ bir hikâye okumuştum. Ne zaman bir kitapçokseverin kitaplarıyla kurduğu ilişki hakkında düşünsem aklıma bu hikâye gelir… Yanlış hatırlamıyorsam yeğeni tarafından yazılmıştı, gayet kısa: bir gün, evi tıka basa kitap dolu olan Turgut Bey ve yeğeni mutfakta otururlarken anlam veremedikleri bir sebepten ocağın üstü alev almış. Gözü alevleri seçer seçmez anında havaya fırlamış Turgut Bey ve yüksek sesle KİTAPLARIIIIIM diye ünlemiş! Olaya tanıklık eden yeğeni, ateşi hemen söndürdüklerini ama yangın çıkma ihtimalinden çok Turgut Çeviker’in verdiği ilk tepkiye şaşırdığını yazıyordu. İşte bütün mesele: önce kitap, sonra can! Hiç tartışmasız bu kez Türkiye’nin mizah ve karikatür tarihi konusundaki en yetkin ismini ağırlıyorum Konuşmalar’da. Bundan kıvanç duyuyorum. Turgut Bey’in ihtişamlı CV'sine internetten ulaşabilirsiniz. Benim o CV’de en sevdiğim ş...