Paul Celan’ın (1920-1970) “Baltalarla Oynayıp” başlıklı şiirinde geçen, “ağzı sıkı bir ihtişam başında / ayağındaysa sözlerin sefaleti” dizelerini şöyle karşılamıştı Bachmann, “Kırıntılar Tepesi”nde: “Sessiz ol! Koru sefaletini, / gözyaşıyla donakalmış o sözleri / Kırıntılar tepesinin altında / her daim oluk oluk toplanan.” (Cem Yavuz’un “Kırıntılar Tepesi” olarak küçük bir bölümünü çevirdiği bu şiiri Ahmet Cemal “Cam Kırıkları Tepesi” olarak çevirmişti. En azından bu bölümüyle bile bambaşka iki şiir gibi duruyorlar!) Bana kalırsa Bachmann’ın bu dizesi Celan’ın 50 yıllık –ne uzun ne kısa sayılabilecek– ömrünün bir çeşit özeti gibidir: Sessiz ol! Koru sefaletini... Çünkü bir soykırım bakiyesi olarak (çalışma kampında on sekiz ay boyunca Prut nehrinden taş ve moloz çekmekte kullanılan) Celan, –diğer kurbanlar gibi– hiç iyileşmeyecek yaralar almıştı ve toplum kadar yeni iktidar elitlerinin de gerçek anlamda değiştiğine inanmıyordu. Marti...