Çetin Altan’ın limonata tarifini bilmeyen yoktur. Olabilecek en sade biçimde tarifini verdikten sonra hayati bir meseleye dikkat çeker: “Böyle bir limonata ultra süper bir zenginlik sorunu mudur? Hayır, sadece bir yaşam sevgisiyle, bir yaşam zevki sorunudur. Bu, çok önemli midir? Bir kez gelinip, bir kez geçilen dünyayı, en sade koşullar içinde dahi, ıskalamamanın göstergesi olduğu için, çok önemlidir.” İşbu yazı üzerine düşünürken aklıma ilk gelen şey Çetin Altan’ın yazısı oldu. Çünkü Yalın Alpay ’ı okurken, dinlerken bir yanıyla hep ‘yaşama sanatı’ndan dem vurduğu intibaı oluştu bende. Bu, çok önemlidir. Lafa dedikodunun faydalarından başlayıp simülasyon çağında roman okumaya, şairin dediği gibi oradan oraya/oradan oraya , sonra kıskanç Almanya’ya ve onun tarihçi sinemacılarına doğru… İlker Canikligil’in Yalın Alpay ile yaptığı apaçık video-söyleşilerin benim için ilginç yanlarından biri de şu oldu: her defasında, bir entelektüelin retorik konusunda bu ölçüde mahi...