Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hasan Turgut ve Milât Özçelik: Celan ve Heidegger Üzerine Bir Tedirgin Sohbet

1) Siyasi ihtilaf, etnik farklılık ve Holokost’a rağmen Celan-Heidegger diyaloğu nasıl mümkün oldu? Bu iki tarihsel figür arasında “tedirgin sohbet” ne zaman başladı ve ilerleyen yıllarda nasıl sürdü?   Bana kalırsa bu diyalog, karşı konulması güç bir dil, şiir ve sanat ya da daha genel anlamda aşkınlık sevgisiyle mümkün oldu. Örneğin Celan, altını çizerek söylüyorum, bir Yahudi düşünür olan Adorno ile 1959'da İsviçre Alplerinde gerçekleşecek, önceden planlanmış bir görüşmeye bile-isteye gitmez. Tabiri caizse Adorno'yu eker...   Celan-Adorno görüşmesinde, görünürde "sağlıklı" bir diyalog için gerekli olan her şey yerli yerindedir: benzer bir siyasi duruş, etnik aidiyet ve Holokost acısı ya da öfkesi...   Buna rağmen, bu görüşmeye 'ihtiyaç' duymaz Celan. Şiir onun için, Meridyen adlı çok çok önemli konuşmasında da dile getirdiği üzere "şişedeki mesaj"dır. Öteki ile diyalogun zeminini hazırlayan, mümkün kılan bir şeydir... İlginçtir, sonrasında, Adorno