“Bir kaza tiryakisini/bağımlısını işleyen, bunun ‘fetiş’ yönüne ve cinsellikle ilgili boyutlarına dikkat çeken kısa öyküsüyle Fikret Ürgüp, Ballard’ın meşhur Çarpışma romanının fikir tohumlarını atmış gibidir.” Crash (Çarpışma) filminden bir sahne (David Cronenberg, 1996). MİLÂT ÖZÇELİK “Bihruz Bey dalmış olduğu sefahat bataklığına arabasıyla, çalışanlarıyla, debdebesiyle batmakta devam ediyordu.” –Recaizade Mahmud Ekrem, Araba Sevdası Otoyollar arabaların gösteri sahnesidir. Tekerlek üzerinde giden her tür ‘vasıta’ bu sahnede rolünü oynar ve günü gelince sahneyi sonsuza dek terk eder. Oyunu yöneten, sahneye koyan ise insandır: Tutkularının, öfkesinin, düşüncelerinin esiri olan insan. Arabalarla insanların kaderi uzunca bir zamandır ortaklaşıyor ve bazen bir kaza hem nesnenin hem de öznenin son sözleri yerine geçebiliyor. 22 yaşındaki ‘modifiye’ tutkunu berberime, “Ne diye bu kadar uğraşıp duruyorsun; dünyanın parasını gömdün şu arabaya?” diye takıl...
Kitabın duyurusunu ( X 'ten) şöyle yaptım: Mor Da ğ lar ilk kitab ı m. Kitab ı n edit ö rl ü ğ ü n ü ü stlenen Ahmet G ü ntan'a ve yay ı nc ı m Ö mer Ş i ş man'a bir te ş ekk ü rden fazlas ı n ı bor ç luyum. Santayana'n ı n deyi ş iyle, "Dünyaya geri veriyorum, dünyanın bana verdi ğ ini." Duygular fora ve epey karmaşık. Belki zamanla bu başlık altından devam ederim neler hissettiğimi anlatmaya ve olur ya, bazı yazı-çizi işlerine muhatap olursa kitap, yine buradan, yukarıdan aşağıya akar zaman... Kaderi de kapağı kadar güzel olsun, okuruna ulaşsın. ***