Şöyle başlamak isterim:
Marco Polo (1254–1324),
Kristof Kolomb (1451–1506), Samuel Taylor Coleridge (1772–1834), Charles
Baudelaire (1821 1867), Peter Green (1946–…)
*
Kristof Kolomb Marco Polo’nun
maceralarını okudu, ondan ilham aldı. 24 yıllık uzun bir yolculuktan sonra evine,
ülkesine dönüp bir zengin olarak ölen Polo’nun hikâyesini altın elde etme
hırsıyla besledi. Seyir Defterleri’nde o da Çin’e Cathay/Khatay, Japonya’ya Sipangu
dedi. Aristoteles’i ve Avenruiz’i [İbn-i Sina] de okudu. Dünyanın küçük
olduğunu onlardan öğrendi. 1493’le 1502 arasındaki dört seferinin ilk iki
güncesi kayıp. Bartolomeo de las Casas’ın özetinden bildiğimiz ilk seferin 62. gününe
rastlayan 4 Ekim Perşembe günü şöyle bir şey olmuş:
– Batıya doğru yolunu
sürdürdü. Gündüz ve gece boyunca altmış üç fersah yaptılar, bunu adamları için
kırk altı saydı. Bir çırpıda gemiye
kırktan çok fırtına kuşu kondu, iki de albatros. Karaveladaki bir delikanlı
bunlardan birini taşla düşürdü. Arada gemiye bir kutankuşu ve martıya
benzer beyaz bir kuş da kondu. (Seyir Defterleri, Çev. Sait Maden, Çekirdek Yay., sy. 31)
*
Orhan Pamuk, Samuel Taylor
Coleridge’in Yaşlı Gemici’sine (Çev. Şavkar Altınel, İletişim Yay., 2008)
yazdığı önsöz’de “Yaşlı Gemici albatrosu neden öldürdü?” sorusuna verecek bir
cevabının olmamasından, bunu kimsenin bilmediğinden, kendisini ve daha birçok
kişiyi esere bağlayan en önemli noktalardan birinin de bu belirsizlik
olduğundan dem vuruyordu.
Kaptım oklu tüfeği, çektim hemen tetiği,
Aldım ALBATROSUN canını. (sy. 47)
Coleridge’in Kolomb’un
Seyir Defterleri’ni okumadığı düşünülemez. Sezgilerim beni yanıltmadıysa ilhamını
yukarıdaki pasajdan alan Coleridge, geri kalanı uyuşturucuyla halletmiş
olabilir. Neyse ki bu kez davetsiz bir ziyaretçi tarafından kapısı çalınmamış.
*
Modernizmle “albatros”
denizler üzerindeki kardeşidir şairin:
Ozan da benzer o bulutlar kralına
oklar, fırtınalarla sarmaş dolaş olan.
Düşmüş yeryüzüne yuhalar ortasında,
çekeceği var onun dev kanatlarından.
(Çev. Abdullah Rıza
Ergüven)
Baudelaire de aştı o
denizi, Poe’yu buldu, kanatları altında getirdi Avrupa’ya, yağmalanıp yok
edilmesin diye belki de. Bu meşhur şiirinde Kolomb ve Coleridge’in albatrosuyla
süren düşünce akrabalığı bir kez daha gösteriyor kendini.
*
Ve 70ler… David Herbert Lawrence.
Philip Larkin. Fleetwood Mac. Peter Green. Albatros. (Ek: ve Fassbinder, Yalan
Dünya)
*
Ve2014.
Kasım.
Askerdeyim.
Erdek’te.
Bir yolunu bulup evci çıkmışım.
Aylardır ilk kez akşam vakti sivil vaziyette dışarıda gezinebiliyorum.
Mutluyum.
Çocuksu bir heyecan.
Hüseyin’le karşılaşıyoruz.
Gel diyor, Albatros’a gidelim…
Uzun saatler muhabbet ediyoruz mekânda.
Ne güzel akşamdı, aklımdan çıkmaz.
Bir çırpıda geçmiş yıllar.
Geçmiş yıllar , bir çırpıda.
,,
*
Yaşlı Gemici’yi İsviçre
bandıralı bir gemide geçici görevdeyken okumuştum. Geminin adı James Cook. Karadeniz’de
bir o yana, bir bu yana seyrederken gördüğüm Karaburun’a bir defalığına da olsa
gittim. Çok sevdim. Or’da yaşamak istedim… Sonra denizi ilk kez 20 yaşındayken
gördüğüm geldi aklıma. Samsun’da. Yine Karadeniz. Yine bir akşam. Yakamozları
tanıyan gözlerim büyümüş, dizlerim titriyordu. Akşamları kalbim. Yoksa hep mi
böyleydim?
– Yeryüzü Cenneti’nin dünyada nerede bulunduğunu kesin olarak
açıklayan ne Latince ne de Grekçe bir yazı okumuşumdur, hiçbir harita üzerinde
de görmemişimdir onu. Ancak zoraki varsayımlar vardır bu konuda. Kimileri
Habeşistan’da Nil’in kaynağına yerleştirdiler, kimileri de hava güzelliği gibi,
göğe yakınlık gibi, Tufan sularının kabarıp da erişebileceği yükseklik gibi
gerekli koşulları bir araya getiren bir yer bulmak amacıyla bütün yeryüzünü
araştırdılar ama bulamadılar onu. (Seyir Defterleri, sy. 202)
Orson Welles'in sesinden dinlediniz mi Ancient Mariner'ı?
YanıtlaSilSayenizde dinledim Seyfi Bey. Bilmiyordum. Teşekkür ederim.
Silhttp://www.youtube.com/playlist?list=PLy1PK_SiPtkw2Y_81IeqajyF4WYPEIP-w