Charles
Thurston-Thompson, 1853.
|
Aşağıdaki
sorular her iki disiplinde de yeterli birikim, görgü ve inceliğe sahip olduğuna
inandığım bir arkadaşım cevaplasın için hazırlanmıştı. Yok, öyle dergi vs. gibi
bir yerde değil, mütevazı bloğum için... Şöyle ‘bol görselli’ bir şey olarak
hayal ediyordum. Bu soruları bir ‘ilk adım’ olarak kabul etmesi şerhini
düşmüştüm yolladığım e-mail’de: vereceği cevaplara binaen yeni/ara sorular sorma
hakkımı saklı tutuyordum.
Evet,
cevaplamadı! Ya da –kendi
ifadesiyle– ‘cevaplayamadı’. Öyle söyledi. Sorular biraz zor olabilir.
Doğrusu, sıkı çalıştım. Buna mukabil, ben de bilmiyorum bu soruların
cevaplarını. Açıkçası başka bir isim ‘bulup’ ona sormak da gelmedi içimden.
Belki de bu sorular, yalnızca birkaç sorudur. Ve cevapsız kalmak istemişlerdir…
Tıpkı
hayatımızı çepeçevre sarmış diğer sorularımız gibi.
İyi okumalar.
∞Ω∞
*
İbn-i
Haldun’un “Coğrafya kaderdir” sözünü çok severim. Hangi sanat disiplini üzerine
düşünürsem düşüneyim, meseleyi bu ‘kederli’ sözün süzgecinden geçirmeden
konunun hakkını veremeyeceğime inanırım. Binaenaleyh ilk soru şöyle: Resim
tarihine genel bir perspektiften baktığımızda, coğrafya ne ölçüde belirleyici
bir unsur sizce –bunu biraz da Avrupa ve son 100 yıldır Amerika’nın sanat
dalları üzerindeki hegemonik yapısından hareketle soruyorum?
*
Resim
tarihiyle kıyısından köşesinden haşır neşir olmaya başladıktan sonra edebî
akımların, manifestoların oluşumunda resmin büyük bir etkisinin olduğunu
gözlemledim. Şu bir hakikat ki “sözden önce görmek vardı” ve peşi sıra gelen
‘anlamlandırma’ çabası… Görüntünün, bakılan şey’in ‘taklit edilmesi’nin
‘anlatıma/ hikâye etmeye’ öncülük etmesini neye bağlıyorsunuz?
*
Resim ve
fotoğraf arasındaki benzerlikler ve benzemezlikler üzerine değinelim
istiyorum... Yeats'in çok sevdiğim bir şiirinden: “Ama bir kişi senin o gezgin
ruhunu/ Ve değişen yüzünün hüznünü sevdi.” (Cevat Çapan çevirisi.) Resmi, bir
hayli kabaca, ânı fotoğrafa göre daha geniş bir zaman dilimi içerisinde
dondurma girişimi olarak tanımlarsak, bir tablonun Yeats'in düşlemindeki hüznü
fotoğrafa göre daha iyi yansıttığını düşünüyorum. (Henüz sözü size devreden
işaretine varamadığım bu cümleyi yazarken, bir yandan da Frans Hals'ın
tablolarına bakıyorum...) Sizce fotoğraf ile resim arasındaki fark,
çizen/çeken ile çizilen/çekilen arasına girmiş/girmemiş “mekanik bir göz”den mi
ibaret?
*
Resimde bir
“toplumsallıktan” kopuş gözlemliyorum. Daha birey odaklı, kişisel kaygı ve
dertlerin öne çıktığı bir çağdayız artık. Üstelik yalnızca resimde karşımıza
çıkan bir olgu da değil bu, hemen tüm sanat dallarında aynı tavrın öne çıktığı
ve kıymet bulduğu bir ortam sözkonusu. Sizin de, benim de doğduğumuz yüzyılın
getirileri/götürüleri bunlar: 20. yüzyıldan miras kitlesel kıyımların dünya
tarihinde eşi olmayan örnekleri her şeyi biricikleştirdi… Bir yönüyle hep
böyleydi de denilebilir elbette ama bugün bir Brueg(h)el, bir Bosch ya da daha
yakın bir örnek olarak Lowry tarzı bir resim anlayışına oldukça uzağız gibi
geliyor bana… Ne dersiniz?
*
Resim
‘tamamen’ ticarî bir sanat mı? Bir resim yalnızca –parası karşılığı– bir
başkası (-sahip!) satın alsın diye mi yapılıyor? Bir mülk nesnesi midir resim?
*
Neden kadın
bir Leonardo da Vinci yok? Kendine ait bir atölyeleri olmadığı için mi?
*
Bir resme
ilişkin bir değer, kıymet atfetme işi, yalnızca maddî boyutuyla değil, onun
güzelliği noktasındaki sübjektif bir ‘tesbitte’ bulunmak bile ürkütücü bulduğum
bir şey. Misâl; bugünün gözüyle bakınca çok seviyorum ama van Gogh’un hemen
herkesin bildiği Arles'teki Yatak Odası (1889) isimli tablosunu ilk
görenlerden biri olsaydım, yahut bu tabloya bir ‘galeri’de, ‘salon’da denk
gelseydim ne düşünürdüm?!.. Bugün önünden müstehzi bir edayla geçip gittiğimiz
kimi ressamların bir van Gogh olmadığını nereden biliyoruz? Bu etki ve
diğergâmlık girişimi için trajik bir hayat hikâyesi, bir intihar ya da bir
‘otorite’nin konu ve kişiyle ilgili bir ‘işaret’ini mi bekliyoruz, mütemadiyen!
Evet, neler söylemek istersiniz?
*
Biraz da
‘bizim köy’den bahsedelim: Türkiyeli ressamlarla aranız nasıl? Kimleri sever,
takip edersiniz?
Yorumlar
Yorum Gönder