1.
“Bunlar o cins şeylerdi ki, ne hakikatini, ne de gülünç
taraflarını bugünün insanı anlayamaz.”
(s. 51)
2.
“... Üstelik
sakardım. Elimle gözüm beraber çalışmaktan uzaktı. Her ikisi birbirinden
ayrı yaşıyorlardı. Yaradılıştan amatördüm. İş olarak üstüme aldığım her
şeyden çabucak sıkılıyordum. İçimde birdenbire bir yol açılıyor ve ben
elimdeki işten sessizce ona kayıyordum.”
(s.58)
3.
“Psikanaliz çıktığından beri hemen herkes az çok hastadır.”
(s.105)
4.
“Hepimiz kendi
masallarımızın kurbanıyız.”
(s.108)
5.
“İnsan neyi anlatabilir? İnsan insana, insanlara hangi
derdini anlatabilir? Yıldızlar birbiriyle konuşabilir, insan insanla konuşamaz.”
(s.109)
6.
“İyilikler de kötülükler
gibidir. Beraber gelirler.”
(s.119)
7.
“Her devrin ve yaşayışın kendisine göre bir insan tasarrufu vardır ki, bütün bir zihniyeti ve inkârı güç realiteleri ifade eder. Şoför kelimesi bunların şüphesiz en medenisi, en latifi, en iyisi ve en cemiyetlisidir. İki dudağın arasında bir öpüş taklidine benzeyen ve ilk hecede havaya bıraktığını ikinci hecede âdeta geriye alan bu kelimenin Türkçe'nin en mühim kazançlarından biri olduğuna bilmem dikkat ettiniz mi? Hangi şiveden söylenirse söylensin o daima manalıdır.”
“Her devrin ve yaşayışın kendisine göre bir insan tasarrufu vardır ki, bütün bir zihniyeti ve inkârı güç realiteleri ifade eder. Şoför kelimesi bunların şüphesiz en medenisi, en latifi, en iyisi ve en cemiyetlisidir. İki dudağın arasında bir öpüş taklidine benzeyen ve ilk hecede havaya bıraktığını ikinci hecede âdeta geriye alan bu kelimenin Türkçe'nin en mühim kazançlarından biri olduğuna bilmem dikkat ettiniz mi? Hangi şiveden söylenirse söylensin o daima manalıdır.”
(s.134)
8.
“Böyle cemiyetler,
daha ziyade beraberce yalan söyleyip, beraberce aldanıp hoşça vakit geçirmek
isteyen insanların işidir.”
(s.150)
9.
“Fakat yalana alışmıştım. Hayatım denen bu kalp akçeyi başka
türlü süremezdim. İnsanlar benim böyle olmamı istemişlerdi. Yalancı idim.”
(s.186)
10.
“Biz fakirler
böyleyizdir. Kader sarayında bizim işlere bakan büro hiç şaşmaz, ihmal
etmez. Zihnimizden geçen en uzak, en masum ihtimallerin, sadece şiddet ile
ret için düşündüğümüz şeylerin bile ceremesini öderiz.”
(s.189)
11.
“Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer... Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum.”
“Bazı insanların ömrü vakit kazanmakla geçer... Ben zamana, kendi zamanıma çelme atmakla yaşıyordum.”
(s.190)
12.
“Malûm ya, son
zamanlarda aldı yürüdü, baba, amca, dayı, usta, patron, yenge, abla gibi
kelimeler gırla gidiyor! Bir hısım akrabalıktır gidiyor ki sormayın!”
(s.249)
13.
“Yalana ancak yalanla karşı konabilir.”
(s.299)
14.
“Aşkın kötü tarafı
insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir.”
(s.319)
15.
“Siz her girdiğiniz yerde, evvelâ nelerden iğrenebilirim,
nelerden azap çekebilirim, diye etrafınıza bakıyor, ondan sonra da hep burnunuzun
altına bir tutam ısırgan otu asmışlar gibi silkine silkine dolaşıyorsunuz...”
(Bunun sayfa numarasını da kendin bul.)
16.
“Hata denen şey,
tashih etmek budalalığında bulunanlar için mevcuttur.”
(s.334)
17.
“Bizde üstünkörü okumak âdettir.”
(s.344)
18.
“İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve manasız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihinin büyük sırrı burada idi.”
“İş insanı temizliyor, güzelleştiriyor, kendisi yapıyor, etrafıyla arasında bir yığın münasebet kuruyordu. Fakat iş aynı zamanda insanı zaptediyordu. Ne kadar abes ve manasız olursa olsun bir işin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister istemez onun dairesinden çıkmıyor, onun mahpusu oluyordu. İnsan kaderinin ve tarihinin büyük sırrı burada idi.”
(s.351)
20.
“Yeniliği kendilerine ucu dokunmamak şartıyla seviyorlardı.”
(s.361)
21.
“Abes dahi olsa, bir
iş işti.”
(s.365)
[Kaynak: Dergah Yayınları Baskısı]
Yorumlar
Yorum Gönder