Bir kitabı okumaya karar verdiğim zaman (bu,
ciddî bir süreçtir) kalemimi kuşanırım: ve onu mecbur kalmadıkça kullanmam. Ta
ki bir cümle sökün edip de beni vâr et!
dercesine altını çizmemi isteyene kadar –sonlu ve bir o kadar kusurlu bir çizgiyle…
"Başka bir yazarın, içindeki
sessizliği susturmak için tesadüfen benimle aynı sözcükleri bulmuş
olabileceğinden korkuyorum." Kitapta altını çizdiğim ilk cümle bu. Diğerleri
ise aşağıda!
Bir alıntılar güldestesi sunmaktansa,
düşündüğüm başlığın hakkını veren esaslı bir yazı yazma niyetindeydim ama
olmadı. Yazdım, bozdum, en nihayetinde pes ettim! Robert Walser’e olan
muhabbetim ve zamanla biriken malûmatım engel oldu belki de bana. Nereden
başlayacağımı şaşırdım… ya da yanlış bir zamanlamaydı, bilemiyorum.
Jelinek’in kitabını kısaca, düşünde Walser’le
yürüyüşe çıkmış bir yazarın düşünceleri diye tanımlamak yanlış olmaz diye düşünüyorum! Hemdert kabul edilmiş bir
eski zaman münevverine yazılmış oldukça kapalı, içedönük, üçüncü bir kişiyi
ortak etmek istemeyen bir metin. Dikkat: hazine bulmak isteyen okuru hayal
kırıklığına uğratabilir!
![]() |
Elfriede Jelinek, 1986.
|
Alıntılara geçmeden evvel NOD Yayınları’na
sevgilerimi, emekçilerine saygılarımı sunmak isterim. Takipteyim: müstesna
metinleri, şiirleri oldukça sınırlı sayıda ve de numaralandırılmış olarak basıp
okurun alâkasına sunuyorlar. Bendeniz, NOD’dan aldığım kitapların numaralarına
müthiş dikkat ediyorum. Heidegger şiirlerinin (Düşünce Deneyiminden) 100
numaralı baskısı bende meselâ! “o olmayan olarak o (Robert
Walser ile, ‘e doğru)”nun ise 20. nüshası… Bunlar yer yer delilik boyutuna
varmış okurluğumuza sunduğumuz birer armağan aslında. Kıymetini bilelim böyle
güzelliklerin. NOD’u ihmal etmeyin.
Ve evet; karşınızda, Elfriede Jelinek ve onu
dinleyen Robert Walser, sessizliğin ustası…
![]() |
Robert Walser, 1937.
|
"Eğer
bir kaplan, kaplan olma fırsatı bulamadığına inanıyorsa, duyduğu hoşnutsuzluk
ya da keder yüzünden koyun olmak ister."
"Yaşantınızın
en basit hadiseleriyle hoşnut olun, çünkü en büyük güzellik düzendedir!"
"Yazarlar
da tıpkı generaller gibi taarruza geçmeden ve savaş vermeden önce uzun süreli
hazırlıklar yaparlar."
"Diğerleri
normalden daha uzun yaşamak için çabalarken ben yaşamayı öğrenmek isterdim.
Yalnız olmanın ne anlama geldiği hakkında en ufak bir fikri olmayan kişi
mutludur."
"Gezgin,
sessizce içeri gir! Bir yabancı yirmi üç yıl boyunca hiç konuşmaz ve sonunda
ölür. Bezelyeleri sayar ve kendini hediye gibi aleminyum kâğıtlara sarardı, ama
onu kimse almak istemezdi. Kâğıt üzerine notlar, harfler yazan siz yaratıcılar
gelin buraya, bunun için gerekli olan sonsuz dinginlik gel buraya! Burada itina
ile susulacak! İşte böyle, bugün on yılınız geride kaldı. On yıl yeterli olmalıydı
benim sevgili uzlaşımcığım."
"Karla
kaplı yolda yürürken karşınıza insanlar çıkıyor ve size sanki görünmez bir şeye
bakar gibi bakıyorlar."
"Dudaklarımı
öpmek için ileriye uzatıyorum, yemeğimin bir parçası düşüyor."
"Hayatınızı
paylaştığınız diğer insanlar varlıklarıyla sizi kafası çalışmayan ve yoksul
biri haline getiriyor."
"Başka
bir yerde biri benden bir şeyler okuyor ve sanki yapacak başka bir işi yokmuş
gibi ağlıyor. Elbette güzide, dokunaklı bir bölüm okuyor ve bir an için bunun
kendisine ait olduğunu düşünüyor, oysa kendi bölümünü çoktan kaybetmiş. Onun
yerinde olmak istemezdim, çünkü bu yer artık o sırada yoktur; büyük olasılıkla
başka biri tarafından işgal edilmiştir."
"Sizin
odanız da benimki kadar dar mı? Sizinki neden daraldı?"
"Odam,
mekân duygusuyla ruhumu okşayan tek yegâne güce sahip olan tek yer ve sadece
burada kendimi güvende hissediyorum."
"[B]ildiklerimi
hiç kimsenin yüzümden okumasını istemiyorum."
"Şimdi
dışarıya çıkıyorum. Az sonra kendime ulaşacağım ve buna rağmen eğer elimi çabuk
tutarsam tam zamanında öleceğim."
"Konuşmak,
ancak sessizlik sustuğunda olur."
Yorumlar
Yorum Gönder