Ana içeriğe atla

Cahit Sıtkı Tarancı Kolombiyalı Bir Şairin Şiirinde...


Oscar Echeverri Mejia (1918 – 2005)


ZORDUR KİŞİNİN İŞİ GÜCÜ ZOR

“Vivir es algo a lo que nos habiamos acostumbrade”
Alıştığımız bir şeydi yaşamak *
Cahit Sıtkı Tarancı

Zordur kişinin işi gücü, zor.
değil mi Segio? Yaşarız hak etmesek de:
aşk olur bazen nedeni bunun
saatlerimizi umutla doldurur
ve inancı yağmurun geceye ettiğini edip
tarifsiz hüzünlere boğar bizi
Bazen de sivri bir kılçık olup gelir acı
göğsümüze saplar direksiz bayrağını:
ve işte o zaman hatırlarız
yitirdiğimiz mutluluğu.
Bazen de hayat, o bilinmeyen kıvrımlarında
pırlantalar gibi sakladığı iyiden güzelden ne varsa
şımartırcasına yağdırır üstümüze,
çarçur ederiz, tıpkı çocuklar gibi
bilmeden hiç, bir gün yerinden yurdundan olmuş
o ilk kişi gibi bizi de hayat
yanımıza arkadaş diye yalnızlığı katarak
bırakabilir ortada, bir gece karanlıkta.

Zordur kişinin işi gücü, zor.
değil mi Segio? Yaşarız ve hak etmeyiz,
unuturuz, unutulmuş olmanın acısını çekeriz.
çapraşık labirentlerde kayboluruz,
bazı bazı aşk olur kurtarıcımız.

Ne var ki sonunda ölüm
son noktayı koyar kanımıza
o zaman çaresiz, ölürüz
hak etmesek de ölümü!

Oscar Echeverri Mejia
Türkçesi: Beki. L. Bahar

* Tarancı’nın mısraının çevirisi şiirin başında aynen böyle yer almıştır.





Kaynak:
Dünya Şiir Antolojisi (Haz.: Ataol Behramoğlu - Özdemir İnce), 
Pozitif Yay, 2008, 2. Cilt, s. 334-335.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

[...] Günce

M. Milât Özçelik [22 Eylül 2023 – 8 Mart 2024]   ~  B İ T T İ  ~   23. Hafta & 24. Hafta   Temmuz ayının o güzel, sıcak günlerinin birinde, 'dünya hayatım' için işbaşı yapar gibi, bir pazartesi sabahı doğmuşum, 25 Temmuz 1988'de. Belki de bundan, yaz günlerini çok severim. Güneşten şikâyet eden biri olmadım hiç. Yazın bitimiyle beliren sonbaharı sevmeyişim de yine bundan olsa gerek. Sonbaharın gelişiyle hissettiğim şey hüzün değil, düpedüz üzünçtür. Tabiatın sonraki adımını, kışı düşünüp iyice üzülürüm. Bütün kışlarım üzgün geçer. Derken ilkbahar gelir. İlkbaharı yazdan da çok severim. Çiçeklenen ağaçları izlemeye, kuş seslerini dinlemeye, çimlenen toprağa bakmaya doyamam. Yeşilin bütün tonlarını severim. İlkbaharda göğün rengi bile açılır. Kışın kasveti dağılmış, öfkesi dinmiştir. Yer gök ferahlar, tabiat gibi insan da gevşer, hafifler... Çocukluğumun yarısı, bir gölgeye uzanıp o berrak göğü izlemekle, onu anlamaya çalışmakla geçti. Geniş zamanlardı.   Bir özel hastan

Bir Ardıç Kuşu Yaşadı

    Bu, hayatım boyunca yazdığım en zor ve ‘önemli’ yazı. Kötü bir rüyadan uyanıp ölüm haberini okuduğum  Engin Ardıç  hakkında. Üzerimdeki kesif hüzünle ne ölçüde hakkını verebilirim bilmiyorum ama  Ardıç Kuşu , bu dünyaya doğmuş olmaktan sonraki en değerli katkıyı sundu bana:  okumak.   2005-2006 filan olmalı... Lise bitmiş ve ben, nedense bir ‘eşik’ kabul ettiğim 20 yaşımın arifesinde, anlatması uzun sürecek meseleler yüzünden arkadaşsız kalmıştım ve fena halde başarısızdım. (Güncesinde  “ Bu yaşın hayatın en güzel dönemi olduğunu söyleyenlerin canına okurum!”  demişti ya Paul Nizan, işte öyle.) Üniversite sınavlarına hazırlanıyordum sözde ama onun da tadı yoktu. Ne olmak ya da ne yapmak istediğimi bilmiyordum. Hayat berbattı ve ben, o güne değin eksikliğini hissettiğim şeyin ne olduğu konusunda bir fikir sahibi bile değildim.   Oradan oraya, sersem gibi salınıp durduğum bir gün, güzel bir yaz günü olarak kalmış aklımda, yaşadığımız apartmanın altındaki çay ocağının taburelerinden b

Yusuf Atılgan'ın Bütün Şiirleri (ve Birkaç Soru)

Ölü Su İçsin mi kansıcağı ikindilerde İki ucu denizsiz çay suyundan Dört boynuzlu yörük öküzü Çıkamaz ininden yaz uykusunda çakıroğlan duvarda çamursarısı sidikkızılı boynuzbozu bir ölüdoğa sıvanın altında kim var Susuz aç kim gizliyor olumlu tarhanayı sevimli ifritlerden as kendini çakıroğlan bir türküde oturacaksın yapayalnız sabah çayları bir türküde üzüm Kısır tarlada gereksiz bir kaya ya da İskender sininde bir kabartma taşdonuğu (yaşadıydı Karacoğlan Kızı Yunus karıncası kansıcağı ikindilerde harman kaşıntısı) Kendir saplarıyla asılmış uzarken yarı yolda Suçluyum sayın yargıç bir zurnacı çingene ısmarlayın ipime Ya siz sayın Yargıç? Yusuf Atılgan [Yazı Dergisi,   Sayı 1,   1978.] * Ayrılık Doğu yeli esiyor karşıdan kirpiklerim tozlu Ergin başaklar geçiyor iki yanımdan Sensiz Bir serin denizde misin kumda mısın Öyle mi omzunda kuruyan deniz tuzu Bensiz Çorak tarlada geçkin bir at çakalı Bir telli ka