Juan Carlos Onetti... Münir
Göle’nin Vargas Llosa’dan ‘arakladığı’
şekilde söylersek: sınırlarötesi bir
pezevenk!
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgv38ab2lPJhwiKAtuBPMfcv9AWNLLBila-QQAD9wmMpaIUJK30Wc0KeM2zMdHh2xx0oUNw2HntQBp_MxBEG7NaDPv4iergqnBw63pYRHihO9oWqY2mNDVqr0OMCVH0UFs6dUH2UMpb6pw/s1600/img_art_13775_5756.jpg)
(Tam
da bu noktada bir okuma parçası,
şiiri; bir nevi anlık ödev, yazının hakkı: Uzak Kaderler İçin - Turgut Uyar.)
Bir
‘edebiyat yarışması’nda iki sıkı dostun, Onetti ile Llosa'nın eserleri finale
kalır –Llosa, “Yeşil Ev”, Onetti “Leşçi” ile… Ve yarışmayı Llosa kazanır! Yarışmanın sonucu
ile ilgili bir soru üzerine Onetti şöyle der: “Onun kerhanesinde orkestra vardı, benimkinde yoktu, ondan kazandı.”
Evet;
Onetti, Llosa gibi şen bir dünyadan değil, leşçilerin dünyasından yazar. Oraya
aittir. Santa Maria şehri onun için
herşeydir. Bir romanında ölen bir karakter, bir başka romanında yaş toprak
kokuları saça saça arz-ı endam edebilir. Hayatının son 20 yılını Madrid'te
geçirir. Bu yirmi yılın on yılını değil sokağa çıkmak, yataktan bile kalkmadan,
bir elinde viski, bir elinde dedektif romanları ve elbette sigara ile geçirir.
İnsanlardan o kadar tiksinmiştir ki şöyle demiştir: “Biriyle tanıştığımda onun bir insan olduğunu bilmem bana yeter, o
zaman daha beteriyle karşılaşmamın mümkün olmadığını bilirim.” Ya da: “John’un yalan söyleyebileceğini aklımdan
bile geçirmedim. O, bir şey uydurmaya kalkışmayacak kadar horgörür insanları.”
Buraya
kadar anlattıklarım, aktardıklarım kimin ne ölçüde ilgisini çekti bilemiyorum
ama teslim etmemiz gereken bir şey varsa o da Onetti’nin Türkçenin geç kaldığı
yazarlardan biri olduğudur! Benimki bir çeşit amme hizmeti, bundan sonrasını
yayınevlerinin işi.
Meraklısına Not:
Kitap-lık dergisinin
151. sayısının (2011) dosya konusu Juan Carlos Onetti'ye ayrılmıştı. Daha geniş
bilgi için bu sayıya başvurulabilir. Ben de oradan arakladım zaten bu
bilgileri.
![]() |
Onetti ve Borges |
![]() |
Onetti ve Gabo |
Yorumlar
Yorum Gönder