
“Yakınlarda Rusya’ya gittim, bir topluluk esnasında
biri kalkıp şöyle dedi:
—Biz burada hepimiz Shakespeare’in Özbekistanlı olduğunu biliriz, çünkü 'Şeyh' (Sheik) ismi Arapça bir terimdir ve ‘pir’ de bilge kişi anlamına gelir, dolayısıyla ‘Shakespeare’, Katoliklerin zulüm gördüğü Protestan bir ülkede yaşayan bir Gizli-Müslüman olduğunu herkese ilan eden şifreli bir isimdir.
Bir kez daha, Shakespeare muammasını çözmemize yarar mı bu? Çehov Çek miydi? İngiltere’de uzun süre geçerliliğini korumuş snop ve ırkçı bir başka görüş daha vardı, buna göre Shakespeare kırsal kesimden gelip mahalle mektebine giden yoksul bir çocuk olduğu için, oyunlarının ortaya koyduğu eğitim düzeyine erişme olanağı yoktu. Aslında ilk oyununu yazdığında yaklaşık yirmi sekiz yaşında olduğunu sanıyorum. Yirmi-yirmi bir yaşında film çekmeye başlayan bugünün gençlerini, onların sözcükleri, izlenimleri hazmetme yetilerini düşünürseniz, sonra Shakespeare’in dünyanın dört bir yanından insanların gelip geçtiği bir dönemde Londra’da yaşadığını hesaba katarsanız, bence kesin gözüyle bakılabilecek bir tek şey kalıyor geriye. O da şu ki, o oyunları yazabildiğine göre Shakespeare’in olağanüstü bir hafızası vardı. Gelin buradan başlayalım.”
(Peter Brook, Shakespeare'i Anımsamak ve Unutmak, Hayalperest Kitap, 2010.)
—Biz burada hepimiz Shakespeare’in Özbekistanlı olduğunu biliriz, çünkü 'Şeyh' (Sheik) ismi Arapça bir terimdir ve ‘pir’ de bilge kişi anlamına gelir, dolayısıyla ‘Shakespeare’, Katoliklerin zulüm gördüğü Protestan bir ülkede yaşayan bir Gizli-Müslüman olduğunu herkese ilan eden şifreli bir isimdir.
Bir kez daha, Shakespeare muammasını çözmemize yarar mı bu? Çehov Çek miydi? İngiltere’de uzun süre geçerliliğini korumuş snop ve ırkçı bir başka görüş daha vardı, buna göre Shakespeare kırsal kesimden gelip mahalle mektebine giden yoksul bir çocuk olduğu için, oyunlarının ortaya koyduğu eğitim düzeyine erişme olanağı yoktu. Aslında ilk oyununu yazdığında yaklaşık yirmi sekiz yaşında olduğunu sanıyorum. Yirmi-yirmi bir yaşında film çekmeye başlayan bugünün gençlerini, onların sözcükleri, izlenimleri hazmetme yetilerini düşünürseniz, sonra Shakespeare’in dünyanın dört bir yanından insanların gelip geçtiği bir dönemde Londra’da yaşadığını hesaba katarsanız, bence kesin gözüyle bakılabilecek bir tek şey kalıyor geriye. O da şu ki, o oyunları yazabildiğine göre Shakespeare’in olağanüstü bir hafızası vardı. Gelin buradan başlayalım.”
(Peter Brook, Shakespeare'i Anımsamak ve Unutmak, Hayalperest Kitap, 2010.)
Yorumlar
Yorum Gönder