
Güvercin Hırsızları’nın neredeyse tamamı Yozgat’ın Sorgun ilçesinde geçiyor ama bence en şiirsel sahnesi, Sarıkaya'da mûkim tarihi Roma Hamamı'nda geçen bölümdü. Çok güzeldi, uzun uzun düşünülesiydi...
Filme dair biraz da reelpolitik: Çapanoğlu (ya da Yozgat) isyanından sonra devletçe ban'lanmış, Özallı yıllara kadar büyükçe bir köy olarak kalmış, dönemin bakanlarından Lütfullah Kayalar marifetiyle bu talihsizlikten küçük bir çıkış yolu bulan Yozgat’tan bugün itibariyle iki sıkı yönetmen sayabiliyorum ben: Mahmut Fazıl Coşkun ve Osman Nail Doğan. Başka hangi Anadolu şehrinde var bu imkân, sorarım? Bu inkişaf, aklıma 19. Yüzyıl Rus yazınını getiriyor! İki step de bir zamanlar 'ölü can'dı, bakarsın sonraları çelebi…

Serhat Karaaslan’ın Görülmüştür (2019) filmi ile ilgili çok iyi gözlem ve yorumlar var, meraklısı bulup okumuştur... Bence bütün bunlara ek olarak süper bir "memur filmi"ydi. Yaşadığımız günlerin büyük trajedilerinden, sosyal buhranlarından biri de eğitimli genç sınıfın hayat gailesinde gönülsüzce seçtiği meslekler ve işiyle idealleri arasında yaşadığı bocalamalar... Sırf bu gözle bile izlense büyük keyif alınacak bir film Görülmüştür. Çoğu insanın bu filmi, "ulan dur artık, n'apıyorsun, memurluğun yanacak" gibi bir yürek çarpıntısıyla izlediğine, izleyeceğine eminim! İşin trajedisi de burada zaten.

Vuslat Saraçoğlu bir söyleşisinde ilk filmi Borç (2018) için, "İnsanların çenesini yoran bir film oldu!" diyor. Bu sözden irite oldum ama şu kadarını söyleyeyim: konu "iyilik" olunca ağzı olanın konuşması kaçınılmaz… Misal, Erich Fromm, Sevginin ve Şiddetin Kaynağı isimli kitabında şöyle yazmış: "İyilik, varlığımızı özümüze gittikçe daha çok yaklaşacak biçimde değiştirmek demektir; kötülük de varlıkla öz arasında gittikçe büyüyen bir yabancılaşma yaratmaktır. İnsan yaşama karşı ilgisini yitirmişse iyiliği seçebileceğini ummamalıdır artık."
İyilik: labirentin çıkışı.
İyilik: road to hell!
Yorumlar
Yorum Gönder