Ana içeriğe atla

Aleksandr Puşkin: "Adım, neyine yarar ki?"



*
"Kendini aşka kurban eden kim?/ Duygu yüklü özgür şairler, siz!/ Gönlü sevgiliye ettiniz teslim"

*
"Niye şiir yazayım? Akçaağacın/ Altında bıraktım çöl esinine/ Terkettiğim o liri sonsuza dek,/ Bir sise karıştı zayıf yetenek."

*
"Gönlümün işi/ Arzuyla dolmak,/ Anılarım, düşü/ Yakalıyor bak."

*
"Hem bir kez seven bir daha sevemez ki/ .../ Bil ki, yalnız keder kalır hepimize."

*
"Senin konutundayım artık ben.../ Artık hızlı adımlarımdan,/ Tutku dolu sessizliğimden,/ Yankılanan soluğumdan,/ Cesur ve titrek ellerimden,/ Ve ateşli dudaklarımdan/ Tanı bu sevgiliyi; geldi,/ Benim coşkum, mutluluğum bu!.."

*
"Sizi seven bir aptaldır elbette;/ Sevmeyen biriyse yüz bin kere aptal."

*
"Bağışlayın, hayır, gerçekten./ Çocuk değilim, şairsem de ben."

*
"Daha kötü ne olabilir: / Bir evde zavallı karı/ Dandik kocaya hüzünlenir,/ Yaşayarak yalnızlığı"

*
 "Nice aceleci olursan ol,/ Bir aşk randevusuna bile,/ Ve nice hayâle dalarsan dal,/ Saklayıp gizleyerek kalbinde,/ Onunla buluştun mu çekingen/ Durursun, elinde değil işte,/ Saygı duyar, dua edersin sen/ Güzelin kutsallığı önünde."

*

ADIM NEYİNE YARAR Kİ?

Adım, neyine yarar ki?
O ölecek, dalgaların
Kıyıdaki sesi gibi,
Nefesi gibi ormanın.

Anıların sayfasında
O, ölü bir iz bırakmış,
Sanki mezarın taşında
Anlaşılmayan bir nakış.

Ne ki unutulmuş çoktan
Âsi heyecan içinde,
Vermez gönlünce o candan
Anıları istesen de.

Acı gününde tenhâda,
Özle onu, adını an,
De: anılar var hakkında,
Bir de kalbim, çarpıp duran.

1830





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yusuf Atılgan'ın Bütün Şiirleri (ve Birkaç Soru)

Ölü Su İçsin mi kansıcağı ikindilerde İki ucu denizsiz çay suyundan Dört boynuzlu yörük öküzü Çıkamaz ininden yaz uykusunda çakıroğlan duvarda çamursarısı sidikkızılı boynuzbozu bir ölüdoğa sıvanın altında kim var Susuz aç kim gizliyor olumlu tarhanayı sevimli ifritlerden as kendini çakıroğlan bir türküde oturacaksın yapayalnız sabah çayları bir türküde üzüm Kısır tarlada gereksiz bir kaya ya da İskender sininde bir kabartma taşdonuğu (yaşadıydı Karacoğlan Kızı Yunus karıncası kansıcağı ikindilerde harman kaşıntısı) Kendir saplarıyla asılmış uzarken yarı yolda Suçluyum sayın yargıç bir zurnacı çingene ısmarlayın ipime Ya siz sayın Yargıç? Yusuf Atılgan [Yazı Dergisi,   Sayı 1,   1978.] * Ayrılık Doğu yeli esiyor karşıdan kirpiklerim tozlu Ergin başaklar geçiyor iki yanımdan Sensiz Bir serin denizde misin kumda mısın Öyle mi omzunda kuruyan deniz tuzu Bensiz Çorak tarlada geçkin bir at çakalı Bir telli ka

[...] Günce

M. Milât Özçelik [22 Eylül 2023 – 8 Mart 2024]   ~  B İ T T İ  ~   23. Hafta & 24. Hafta   Temmuz ayının o güzel, sıcak günlerinin birinde, 'dünya hayatım' için işbaşı yapar gibi, bir pazartesi sabahı doğmuşum, 25 Temmuz 1988'de. Belki de bundan, yaz günlerini çok severim. Güneşten şikâyet eden biri olmadım hiç. Yazın bitimiyle beliren sonbaharı sevmeyişim de yine bundan olsa gerek. Sonbaharın gelişiyle hissettiğim şey hüzün değil, düpedüz üzünçtür. Tabiatın sonraki adımını, kışı düşünüp iyice üzülürüm. Bütün kışlarım üzgün geçer. Derken ilkbahar gelir. İlkbaharı yazdan da çok severim. Çiçeklenen ağaçları izlemeye, kuş seslerini dinlemeye, çimlenen toprağa bakmaya doyamam. Yeşilin bütün tonlarını severim. İlkbaharda göğün rengi bile açılır. Kışın kasveti dağılmış, öfkesi dinmiştir. Yer gök ferahlar, tabiat gibi insan da gevşer, hafifler... Çocukluğumun yarısı, bir gölgeye uzanıp o berrak göğü izlemekle, onu anlamaya çalışmakla geçti. Geniş zamanlardı.   Bir özel hastan

Ergin Altay ile Rusçadan Türkçeye Çeviriler Üzerine Bir Röportaj / M. Milât Özçelik

Ergin Altay 1937'de Edirne'de doğdu. Babasının devlet memuru olması nedeniyle çocukluğu Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçti. 1953''te Kuleli Askeri Lisesi'ne girdi. Orada kendi isteğiyle yabancı dil olarak Rusça'yı seçti. 1956'da DTCF Rusça bölümünden mezun oldu. Askeri Lise'de Rusça öğretmenliği yanında Rusça'dan Türkçe'ye çeviri ile ilgilenmeye başladı. İlk çevirisi Yusuf  Ziya Ortaç'ın  "Akbaba"  dergisinde yayınlanan Zoşçenko'dan bir öyküdür. Daha sonraları özellikle Dostoyevski ve Tolstoy başta olmak üzere çeviriler yaptı. Puşkin, Gogol, Çehov, Gonçarov, Lermontov, Gorki, Bulgakov, Turgenyev çevirdiği diğer yazarlardandır. Mesleğini günümüzde de sürdürmektedir.  * Rusçadan Türkçeye çok sayıda kitap çevirdiniz. Neredeyse tüm klasik Rus edebiyatını sizin çevirilerinizden okumak mümkün. Rusça’dan Türkçe'ye yaptığınız çeviriler için neler söylemek istersiniz? Mütemadiyen karşı karşıya kaldığınız so