KÜLFET
Hızır
Yumuşak bir çocuk ağzı
Hızır
Ağ atıp durdun diri denizin suyuna
Hızır
Bu balıklar platin
Kapı açık
Ev ve ben
Yalnızız güya
Odalar
Kalp duvarlarına ayarlı
Bir duygu kalabalığı
Seni seviyorum
Yankılanıyor bu
Sokakları kalabalıkla geçiyorum
Herkesin
Bakıyorum bir kefeni
Bir tabutu var sırtında
Sevgi hangi tenhada yaşanır
Hangi türbede ürer
Hangi mezbahada boğazlanır
Açık ağızları kadınların
Bir damla süt konuyor
Şiş gözlerine çocukların
Babalar pazularla
Ekmek aralarında kırbaçlanıyor
Duruyorum. Sis çöküyor üstüme
Engebeler bir bir kalkıyor
Bu kapılanası yalnızlıkta
Seni seviyorum
Seni duyuyorum kendimi
Ah yalnızlığım
Başını al git bir gün
Bırak beni
Dostlarla buluşup toplanalım başında
Asfalta yığılıp kalan ölünün
Buluşma saatında denizler
Saat kuleleri
On adım atınca ağaçlar
Pranga dükkânları
Ağzı düdüklü adamlar
Bir atmaca geçiyor başımdan
Önüm arkam boy boy tazılarım
Bir av sahnesinde bakışlarım
Dikkatle bakıyor gibi
Boyun hareketlerine bir güvercinin
Kapı açık
Ev ve ben
Baştan beri
İç içe kendi kendine
Konuşmaktan bıkmışız tükenmişiz
Ötede Hızır
Av sahneleri
Kalabalıklar şehirler
Cahit Zarifoğlu’nun imzası. |
CAHİT ZARİFOĞLU
Mavera, 122 [Şubat
1987]
Küçük Bir Not:
Cahit Zarifoğlu 7 Haziran 1987'de
vefat etmişti.
(Burada Âlim Kahraman’ın Zarifoğlu'na
yazdığı mektubu düşünüyorum.)
Bu şiiri vefatından
–tahminen– 6 ay kadar evvel yazmış Zarifoğlu. Beyan
Yayınları’ndan çıkmış bulunan Bütün
Şiirleri kitabında yer almayan bir şiir, Külfet...
Ben, –ömrümün önemli
bir bölümünü heba ettiğim– kütüphanelerin birinde, süreli
yayınlar üzerine yeni bir hatim indirmeye çalışırken buldum bu
şiiri.
[O zamanlar Philip Larkin’in ''Yapmak istediğiniz bütün o
şeyleri başaramadığınızda ve yapmamak istediğiniz bütün o şeyleri yapmamayı
başardığınızda olduğunuz şeydir kütüphaneci!'' sözünden bihaberdim.]
Bu şiiri çok seviyorum.
Yıllardır benimle, eski bir arkadaşım gibi...
İsmi lazım değil şimdi,
önemli bir dergiye tüm fotoğrafları ve uzun bir izahat mektubu ile birlikte
gönderdim Külfet'i, yayımlanması için, ama derginin editörü
daha önceki özel yayınları işaret ederek böyle bir şiirin
gözden kaçmasını pek de mümkün görmediğini kibarca beyan etti.
Umarım yanılıyordur! Umarım
bu şiir onca yıl sonra ilk kez
burada –tam
olarak!– yayımlanıyordur... Hem böyle olmasa kaç yazar? Eminim ki bu
linke ‘tık’lamış ve bu cümleye kadar sabretmiş, tahammül göstermiş hakikatli
okurların çok büyük bir çoğunluğu bu şiiri ilk kez okudu. Eh, bu da bana yeter
zaten!
Sevgiler,
M.
M.
1. |
2. |
4. |
3. |
Ayrıca;
İslâm
Ansiklopedisi’nde “ZARİFOĞLU, Abdurrahman Cahit” maddesi için bkz:
Yorumlar
Yorum Gönder