“Babil Kitaplığı'nı yazdığımda, kütüphanede görevliydim ve bu sonsuz kütüphanenin evreni kapsadığını, evrenle kaynaştığını düşündüm, burası benim için o küçük ve neredeyse sır dolu Almagro Kütüphanesi’ydi.”
(Borges, 1985)
Mart ayının sonu ile Nisan başı “Kütüphane Haftası” olarak kutlanıyor. Böyle bir haftanın varlığı bile insanı mutlu etmeye yeter, yetmeli. Bu vesilesiyle Aralık 2017'de basılan "Yazar ve Cenneti" kitabını hatırlatmış olayım (Alakarga Sanat Yayınları). Ayıptır söylemesi ben de 'eski' bir kütüphaneciyim: 2 yıl kadar kütüphanede part-time çalışmıştım! (Sayılmaz mı?) 'Sayısalcı' olmak laneti belki de: Bölüm tercihi yaparken "Bilgi-Belge Yönetimi" (daha eskiden "Kütüphanecilik") diye bir bölümün varlığından bile haberdar değildim. İnsanın hayatı boyunca yapacağı bir mesleği 17-18 gibi çocuk sayılacak bir yaşta kararlaştırmak zorunda olması çok trajik bir durum. Neyse, kitaba dönelim.
Latin Amerika edebiyatı konusunda tanınmış bir akademisyen olan Angel Esteban güzel bir kitap yazmış. Kitabı çıkar çıkmaz almıştım ama içinde gözde şairim Philip Larkin'i göremeyince büyük hayal kırıklığı yaşamıştım. Diğer metinler iyi ama kütüphanecileri bir araya toplayıp "Annus Mirabilis"ın şairini görmezden gelmek de neyin nesi?
Şiir de bir yana, Philip Larkin kütüphaneci olmakla ilgili en esaslı sözü söylemiş adamdır aslında: “Yapmak istediğiniz bütün o şeyleri başaramadığınızda ve yapmamak istediğiniz bütün o şeyleri yapmamayı başardığınızda olduğunuz şeydir kütüphaneci!”
Çoğu şeyi başaramadım, ne kadar geri dursam da bazı şeylerden de uzak kalamadım. Bundandır ki kütüphaneci olamadım. Olabilenlere selam olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder